Tiroid Hastalıkları Bölüm 3 | Prof. Dr. Fatih Tunca
Şimdi ise size şüpheli tiroid nodüllerinde nasıl bir yaklaşım tarzı sergiliyoruz onunla ilgili kısa bilgiler vereceğim. Eğer ultrasonografik muayenede tiroid bezindeki nodülü şüpheli bir nodül olduğunu yani kanser açısından kuşkulu bir nodül olduğunu düşünüyorsak gene radyologların yardımıyla yaptığımız iğne biyopsisi dediğimiz bir yöntem var. Radyolog iğne biyopsisi de bizim rutinde kullandığımız kan alma iğnelerinden bir tanesi ile tiroid nodülünün içerisine giriyor ve nodülden kan ve hücreleri aspire ediyor. Bu sırada radyoloğun yanında mutlaka bir patolog bulunuyor ve patolog bu hücreleri cama yayarak yeterince öncelikli hücre var mı onu değerlendiriyor arkasından da bu hücrelerin tanısı ile ilgili çalışmasını yapıyor ve böylelikle biz bir tiroid nodülünden biyopsi yaptığımızda patolog dan 5 gurupta cevap alabiliyoruz. Bunlardan bir tanesi tiroid kanseri. Patolog bize biyopsi sonrası kanser tanısı dediğinde bu yaklaşık %97 oranında doğrulukta kanser demektir. 2. Bulgumuz ise kanser kuşkusu dediğimiz bulgu. Patolog bize kanser kuşkusu yazdığında bu yaklaşık %70 oranında tiroid kanseri demek oluyor ve yaklaşık %30 oranında bu tiroid kanseri çıkmayabilir demek istiyor patolog. Bu durumda ne yapıyoruz? Bu hastalar bizim frozen dediğimiz ameliyat sırasında hızlı patolojik inceleme için uygun olan hastalar. Bir diğer gurup hasta ise tam değerlendirilmeyen gurup olarak adlandırabileceğimiz sizin için bir gurup var bu gurupta 3 değişik tanı olabilir. Bunlardan bir tanesi neoplazi bir diğeri lezyon. Neoplazi gurubunda kanser riski yaklaşık %25-30 lezyon gurubunda ise kanser riski yaklaşık %15’dir Karşılaştığımız patolojik tanılardan bir tanesi önemi belirsiz A tipi dediğimiz guruptur. Yaklaşık %5-10 arasında kanser riski bulunmaktadır. Bu tür hastalarda yaptığımız şeyse bekleyip tekrar biyopsi yapmak ve 2. Biyopside önemi belirsiz A tipi gelirse bu hastalarda ameliyat planladığımız hastalar gurubuna girer.