Endoskopik tiroidektomi geçmişi 2002’ye dayanan bir ameliyattır. O tarihten bu yana inovasyon alanındaki gelişmelerle paralel bir şekilde ağız içerisinden uygulanan endoskopik tiroid ameliyatlarından söz edilmeye başlanmıştır.
Endoskopik olarak yapılan tiroid ameliyatlarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha çok görüntü yardımı ile kapalı olmak koşulu ile yapılmaktadır. Tiroid ameliyatlarının bu geçmişi ise çok geriye değil 2002 yılına kadar gitmektedir. Fakat 2002 yılından bu yana ise tiroid ameliyatlarının birçoğu inovasyon alanındaki gelişmelere bağlı olmak şartı ile ve bu gelişmelere paralel gitmek ile ağız yolu ile ağız içinden endoskopik tiroid ameliyatları yapılması tercih edilmiştir.
Endoskopik olarak yapılan bu ameliyata geçmeden önce ise endoskopi yöntemlerine bakacak olursak öncelikle belirtmek gerekir ki teknolojik olarak son zamanlarda gerçekleşen gelişmeler aynı zamanda sağlık sektöründe de büyük bir gelişim sağlamıştır. Bu gelişmelerden de aynı zamanda endoskopi ameliyatları nasibini almıştır. Fakat endoskopik ameliyatlarda ise ilk başlarda büyük kesiler sayesinde yapılmakta idi ama bu zaman ile gerçekleşen gelişmeler ile birlikte kesilerin boyutu oldukça küçülmüş durumdadır. Fakat bunların ardından ise göğüs duvarı ve koltuk altından gerçekleşen cerrahi müdahaleler yapılmaya başlandı. Bu cerrahi işlemler günümüzde de çok rahat ve güvenilir olarak tercih edilmektedir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki bu cerrahi işlemlerin de yapılmasın herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Günümüzde ise ağız yolu ile yapılan endoskopik tireidektomi ameliyatları hızla hekimler tarafından tercih edilir bir hal almıştır. Burada altının çizilerek belirtilmesi gereken ise şudur ki herhangi bir cerrahi müdahale yöntemi ilk olarak uygulanmaya başlandığında bir sakıncası olup olmadığını bilmek ve uygulamalı olarak görmek gerektiğidir.
Bu açıdan ilk olarak çalışma 2008 yılında Çin'de kadavra üzerinde yapılmıştır. Çin'de yapılan bu uygulamaların sonucunda ise açık olarak yapılan tiroid bezi ameliyatlarında olduğu gibi tiroid bezi ve paratiroid bezi ile birlikte aynı zaman da ses telleri de görülerek herhangi bir zarar vermeden korunarak ve hekimler tarafından hassas bir şekilde yapılarak gerçekleştirilmektedir.
Transoral olarak yapılan bu ameliyat ise 2010 yılına kadar gitmektedir. İlk olarak ise yine 2010 yılında Almanya da hekimler tarafından yeni doğmuş ve bunun hemen akabinde ise Japonya, Çin, Güney Kore ve Tayland gibi ülkeler de devam etmiştir. Fakat bu ameliyatın daha avantajlı ve daha sağlıklı olması ile birlikte çok kısa sürede tüm dünya ülkelerinde hekimler ve hastalar tarafından tercih edilir bir duruma gelmiştir. Buna bağlı olarak endoskopik olarak yapılan tiroid ameliyatlarının sayısı bini aşmaktadır.
Endoskopik yöntemler, kaynağını teknolojinin ilerlemesinden almaktadır. Endoskopik ameliyatlar ilk olarak boyundan açılan küçük kesilerle gerçekleşti. Bunu göğüs duvarından ve koltuk altından gerçekleştirilen ameliyatlar takip etti. Bu ameliyatlar günümüzde hala güvenle uygulamalarını sürdürmektedirler. Ağız içerisinden gerçekleştirilen endoskopik tiroid ameliyatları ise kısa sürede tüm dünyada uygulanır hale gelerek olumlu sonuçlar almıştır.
Klasik yöntem, açık olan yöntem olup burada ameliyat boynun ön kısmından açılan bir kesi ile gerçekleştirilmektedir. Transoral endoskopik tiroid ameliyatında ise işlem, izsiz, boyun yerine ağız içerisinden, dudağın altından küçük kesilerle gerçekleştirilmektedir. Endoskop adındaki kamera, vücut içini normalden kat be kat büyük gösterdiği için hasar görme ihtimali olan ses telini uyaran siniri tanımlamak çok daha kolay olabilmektedir. Açık yönteme göre daha az travmatik bir yöntemdir ve boyunda yara izi olmamaktadır.
Transoral endoskopik tiroid ameliyatı her tirod hastasına uygulanamamaktadır. Tiroid bezinin çok büyük olması gibi durumlarda bu yöntem uygulanamamaktadır. Ancak bunun dışında izsiz ameliyat isteyen hastalar için ve tiroid kanseri hastalarda dahi transoral endoskopik tiroid ameliyatı uygun görülmektedir.
Hasta, operasyon için geldiği gün ameliyata alınır ve genellikle ertesi gün taburcu edilir. Sıvı alımına ameliyat bittikten kısa bir süre sonra başlanabilmektedir. Gıda tüketimine ise ameliyat akşamı başlanmasında sakınca görülmemektedir. Ameliyattan sonraki ilk kontrol bir hasta sonra yapılmakta olup bu süreçte hastalarda ciddi ağrı şikayetine rastlanmamaktadır. Hastalarda ameliyat sonrasında tamamen iyileşme gözlenmektedir. Boyunda iz olmadığı gibi, dudak altında açılmış olan kesiler de tamamen iyileşme göstermektedirler.
Klasik olarak yapılan tiroid ameliyatına oranla farkına bakılacak olursa eğer burada klasik diye bahsettiğimiz yöntem açık cerrahi müdahaledir. Açık cerrahi müdahale de hekimler boynun ön kısmında bir kesi açarak tiroid bezlerine ulaşılmaktadır. Bu sayede bezlere yapılacak müdahale yapılmakta ve halen günümüzde hekimler açısından altın bir yöntem olarak tercih edilme durumu vardır. Endoskopik olarak yapılan transoral tireidektomi ameliyatına baktığımızda ise kişinin boynun da herhangi bir iz bulunmamaktadır. Burada ağız yolu ile yapılan bu cerrahi müdahale de boyunda kesi izi dahi bulunmaz hekimler dudak altında açtıkları küçük kesiler ile müdahale etmektedir.
En önemlisi ise boğaz içerisindeki yapıların endoskopi kameraları ile daha büyük olarak gözüktüğü için normalde hasar görme ihtimali olan paratiroid bezleri ile birlikte aynı zamanda ses telleri çok daha rahat bir biçimde ayırt edilmektedir. Burada dudağın hemen altından girilerek özel alet ve ekipmanlar ile boğaza kadar bir yol oluşturulmak ile birlikte kamera için de bir yol açılmaktadır. Bu sayede endoskopi ameliyatı daha kısa bir sürede ve daha hızlı olarak gerçekleşmektedir.
Klasik olarak yapılan açık ameliyatlarda olduğu gibi bu işlemde herhangi bir ses kısıklığı riski bulunur mu aslında klasik cerrahi işlemde de nadir olarak görülmektedir. Nadir olarak da geçici ses kısıklığı olmaktadır. Burada bilinmesi gereken ise her iki yöntemde de müdahale edilen tiroid bezleri ses tellerine çok yakın bir konumda bulunduğu için yine iki yöntem de ses kısıklığı riski bulunmaktadır. Fakat ses tellerine zarar verilmesini önlemek amacı ile ses tellerine yaklaşıldığında uyarı veren sinir monitörizasyonu kullanılmaktadır. Bu sayede ses telleri daha çabuk ve daha hızlı bir şekilde fark edilmektedir. Endoskopik tiroid ameliyatı ise her tiroid bezi hastasına uygulanmamaktadır.
Burada bilinmesi gereken herhangi bir hasta iz istemese de hekimler her hastaya bunu uygulamamaktadır. Tiroid bezinin boyut olarak çok büyük olması veya burada bulunan nodülün aynı zaman da 4 santimetreden büyük olması aynı zamanda tiroid bezinin göğüs kafesinin arka tarafına sarkması yine hasta eğer daha önce tiroid bezi ameliyatı geçirmiş ise ve kanserinde ilerlediği durumlarda uygulanmamaktadır. Fakat bunların dışında herhangi bir hasta için uygulanabilir.
İzsiz olarak bilinen bu yöntem tiroid kanserinin çok ilerlemediği durumlardaki hastalar için uygulanabilir fakat kanser çok ilerlemiş durumda ise hekimler tercih etmemektedir. Aynı zaman da kameranın bakış açısı sayesinde de lenf bezlerinin hasra gördüğü hastalarda da uygulanmaktadır. Bu sayede aynı ameliyat esnasın da lenf bezlerine de müdahale edilebilir. Bu ameliyat sonrasında hastaların birçoğunda tamamı iyileşme görülmektedir. Bu sebep ile günümüzde hekimlerin uygun gördüğü birçok hasta da uygulanmaktadır.